Dental implant, eksik olan dişlerin fonksiyon ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla çene kemiğine yerleştirilen doku uyumlu yapay diş köküdür. Geleneksel kaplama, köprü ve damak protezlerine göre çok daha güvenli, fonksiyonel alternatif tedavi şeklidir.
Dental İmplant Nasıl Yapılır?
Dental implantlar, insan vücudu ile tamamen uyumlu küçük titanyum vida ve üzerine gelen abutment ile birleştikten sonra bir kron yapılarak (porselen ya da zirkonyum) tedavi tamamlanmaktadır. Yukarda bahsedilen titanyum vida doğal diş kökünün görevini yapması için geliştirilmiş çene kemiğine son derece uyumlu yapay diş köküdür. İmplant tedavisi bir yada daha fazla meydana gelen diş kayıplarında rahatlıkla uygulanabilir. İmplant tedavisi olmuş hasta aynı gün normal hayatına dönebilmektedir.
İmplant tedavisine klinik ortamında, lokal anestezi yapılarak başlanmaktadır. Cerrahi operasyonlara karşı endişe duyan hastalarda ise sedasyon veya genel anestezi kullanılarak implant işlemine başlanır.
Anestezi işleminden sonra cerrahi operasyonla diş eti açılarak çene kemiğine öncelikle küçük çaplı rehber deliği açılır. Daha sonra rehber delik yavaşça genişletilerek implantın yerleştirileceği forma uygun hale getirilir. Çene kemiğindeki deliğin aşamalı olarak genişletilmesi sayesinde kemik üzerinde oluşacak travmatik etki de azaltılmış olur. Daha sonra çene kemiğinde açılan boşluğa implant vidalanarak yerleştirilir.
İmplant vidasının yerleştirilmesinden sonra bölgedeki osseointegrasyonun oluşması için (implantın kemikleşmesi) ve implant yapılan bölgenin iyileşmesini beklemek için implantın üzerine koruyucu bir kapak vida yerleştirilir. Açılan dişeti dikilerek kapatılır ve birkaç aylık bekleme sürecine geçilir.
Birkaç ay sonra,koruyucu vida çıkartılır ve dental implantın üzerine geçici bir kuron yerleştirilir. Geçici kuron,dişetinin doğal olarak kendini şekillendirebildiği ve etrafında büyüyebildiği bir şablon olarak görev yapar. Dişeti şekillendikten sonra geçici kuron, kalıcı kuronla (porselen yada zirkonyum diş) değiştirilerek tedavi tamamlanır.
Tedavi tamamlandıktan sonraki süreçte doktorlarınızın önerileri ve ilaç kullanımıyla birlikte iyileşmeniz hızlanacaktır.
Dental implantlar tek başına bir yapı olduğu için komşu dişlerden destek alınmasına ihtiyaç duymamaktadır.Köprü protezler için komşu dişler kesilerek desteğe ihtiyaç duyulurken dental implantlar ile bu durum ortadan kalkmakta ve hasta için daha az travmatik durum oluşturmaktadır.
İmplant tedavisinin önemli bir faydası da hareketli protezlere ürettiği etkili çözümlerdir. Hareketli protezlerin kullanımı zor olmakla birlikte altlarına yiyecek artıkları kaçabilmekte ve hijyenini sağlamak için sürekli çaba gerektirmektedir. Ağız içinde hareket ettikleri için çiğneme fonksiyonları zayıf olmaktadır. Diğer bir dezavantajı ise ağız içini komple kapladıklarından his kaybı oluşmakta ve kullanıcılarına çeşitli zorluklar yaratmaktadır.Günümüzde hareketli protezlerin yerini implant destekli sabit protezler almıştır. Bu sayede hareketli protezlerde yaşanan yemek artığı kaçması, protezin hareket etmesi gibi sıkıntılar ortadan kalkmaktadır. İmplantlar hiç dişi olmayan total dişsiz hastaları dahi yeterli çene kemiği olması durumunda kalıcı çözümler üretmektedir. İmplantla yapılan protezler doğal diş formunda olduğu için sorunsuz olarak kullanılmaktadır.
Dental implant işlemi bitirildikten sonra hekim tarafından hastaya gerekli uyarılar yapılır ve hastanın bir süre kullanacağı ilaçlar yazılır. Anestezinin etkisi geçtikten sonra hasta yemek yemeğe başlayıp normal hayatına dönebilir.
Bazı durumlarda dental implantlar genel anestezi altında yapılmaktadır. Bu durumlarda hasta müşade altında 4-5 saat bekletilip evine güvenli bir şekilde gönderilmektedir.
Dental implantlar çene kemiğine yerleştirildikten sonra hızlı bir şekilde iyileşme periyoduna girer. Ortalama sağlıklı bir bireyde 3-5 ay arasında dental implantların çene kemiğine kaynaması (osteointegrasyon ) beklenmektedir. Ayrıca bazı özel yüzeyli implantlar ile bu süre 1 aya kadar indirilebilmektedir.
Dental implantlar tek diş eksiklikleri, birden fazla diş eksikliği ve total dişsizlik durumunda uygulanmaktadır.
!! Tek diş eksikliklerinde; komşu dişlere zarar vermeden boş olan bölgeye uygulanarak estetik ve fonksiyonel kullanım amacıyla
!! Dişsiz alt ve üst çenelerde; Diş kayıplarının ve meydana gelen travmaların sonucunda ya da fizyolojik olarak başlayan kemik erimeleri, çene kemiğinde gerilemeye ve hacminin de azalmaya neden olmaktadır. Aşırı kemik erimesi olduğunda da hasta protezini kullanamaz hale gelir. Bu durumda alt çeneye en az 2, üst çeneye ise en az 4 implant yapılır. Daha sonra protez yerleştirilen implantların üzerine oturtularak sabitlenir. Çiğneme ve konuşma fonksiyonlarında artış görülür.
!! Büyük azı dişlerin kaybı durumunda; Dişsiz olarak sona eren arka bölgelere takılıp çıkarılabilen bir protez yerine bir veya daha fazla implant ile sabit bir köprü yapılabilir. arka bölge dişsiz sonlanıyorsa; hastalara takılıp çıkarılabilen hareketli, kaba ve kullanımı zor bir parsiyel protez yerine, yerleştirilecek birkaç implant ile sabit ve uyumlu bir köprü yapılabilir.
!!Uzun dişsiz boşluklarda; Dişsiz bölgelerin uzun olduğu durumlarda yapılan sabit köprü, gövdesinin uzun olması sebebiyle sorun yaşanmaktadır. İmplantla yapılacak tedavide ise dişsiz bölgeye uygulanan bir ya da daha fazla implant köprünün desteği ve dayanıklılığı arttırarak doğal dişe yakın çözümler sunar.
!!Özellikle alt çenede tüm dişlerin kaybedildiği durumlarda; bu gibi durumlarda yapılacak implant tedavisi hastaların yaşam kalitesini yükseltecek başarılı çözümler sunar. Alt çenede geleneksel olarak yapılan halk arasında damak olarak bilinen total protezler, bölgenin yapısı gereği pek çok problemi ve beraberinde getirmektedir. Son derece kullanışsız olan bu protezler yerini implantlarla yapılan sabit protezlere bırakmıştır. Alt çenede ön bölgeye yerleştirilecek olan en az 2 tercihen 4 veya daha fazla implant ile mükemmel fonksiyonlu ve doğal dişe en yakın estetik sonuçlar elde edilmektedir.
18 Yaşını Doldurmamış Olan hastalarda;
Bu tip hastalarda kemik gelişimi devam etmektedir. Genelde bu hastaların 18 yaşını tamamlaması beklenmekte ve bu süre zarfında ilgili bölgenin kapanmaması için yer tutucular kullanılmaktadır.
Kemoterapi ve Radyoterapi Gören Hastalarda;
Kemoterapi ve radyoterapi alan hastalarda vucut direnci düşmekte ayrıca baş boyun bölgesine alınan radyoterapilerde çene kemiklerinde yapısal olarak değişiklikler görülmektedir. Bu durum implant cerrahisi için risk teşkil etmektedir. Bu durumlarda hastanın kemoterapi ve radyoterapisin bitmesi ve vücudun kendini toparlaması için 6-12 ay beklenilmekte, daha sonrasında doktor onayı ile dental implantlar uygulanabilmektedir.
Alkol Ve Sigara Kullanımı;
!! Sigara kullanımının ağız içerisinde dokularda uluşan bakteri plağına zemin hazırlayarak, enfeksiyon riskini arttırması
!!Sigaranın karbonmonoksit ve toksit etkilerine bağlı olarak implantın kemikle bütünleşmesini olumsuz yönde etkiler.
!!Yara iyileşmesini geciktirmek.
!!Kanlanmayı azaltmak gibi durumlara sebebiyet verdiğinden işlemden 15 gün önce ve işlemden sonra 1 ay sigarayı bırakmaları önerilmektedir.
Bifosfonat kullanan hastalar;
Halk arasında kemik erimesini engelleyen ilaç olarak bilinen bu tip ilaçlar kemik yıkımını (osteoklastik aktivite ) durdurmaktadır. Dental implant yapılması düşünülen hastalarda, hastanın doktoru ile görüşülerek ilacın kesilmesi önerilmektedir. Ayrıca ilaç kesildikten yaklaşık olarak en erken 6 ay sonra dental implant cerrahisi yapılabilmektedir.
Diyabet Hastalığı;
Kontrol altında olmayan diyabet hastalarında implant yapımı riskli olan gruplar arasındadır. Bu tip hastalarda iyileşme yavaş olmakta ve enfeksiyona yatkınlık görülmektedir. Bu tip hastalarda işlemden önce endokrin doktoru ile görüşülüp şekeri kontrol altına alıntıktan sonra dental implant işlemi yapılabilmektedir.Kan şekeri kontrollü olan hastalarda dental implant işlemi başarıyla yapılabilmektedir.Ayrıca diyabet hastaları dental implant işleminden sonra ağız bakıma çok dikkat etmeli her zaman enfeksiyon riski göz önünde bulundurulmalıdır.
Kalp Hastalığı Olanlar ve Pil Kullananlar;
Kalp hastalığı olanlarda, doktoru ile konsültasyona gidilmeden implant uygulanmamalı.
Kalp pili kullanan hastalara implant uygulamakta sakınca yoktur. Fakat bu tip vakalar da implantoloji öncesi enfeksiyon riskini azaltmak için uygun olan antibiyotik kullanımına başlanması gerekir. Diş hekiminin ayrıca hastanın genel tıp doktoruna özel bir durumunun olup olamadığı hakkında bilgi alması gerekir. Bu kontrollerden sonra sakıncalı bir durum yoksa implant tedavisine başlanabilir.
Hipertansiyonu Olanlar;
Hipertansiyonlu hastalarda ağrı, stres gibi durumlarda aşırı tepki söz konusudur. uyaranlara karşı aşırı tepki verildiğinde diş tedavisi sırasında kan basıncı akut olarak yükselebilir ve konjestif kalp yetmezliği veya nadiren felç, kanama benzeri komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bu sebeple; hipertansiyonlu hastaların diş tedavisine başlamadan önce; kan basıncı ölçümleri yapılmalı ve şüphelenilen vakalarda doktor konsültasyonuna gidilmelidir.
Kan Pıhtılaşma Bozuklukları;
Kan pıhtılaşma hastalığı olanlara implant yapılmaz.
Kullanımı gün geçtikçe artan implantların üretiminde tahmin edebileceğiniz gibi rekabette yüksektir. Günümüzde bilinen implant markalarının sayısı 600’ civarındadır. Yine bu implant markaları üretimlerinde 100’e yakın farklı dizayn kullanmaktadır. Dental implant üretiminde ve Ar-Ge hizmetlerinde İsviçre, Almanya, İtalya, Amerika, İsveç gibi ülkeler öncülük etmektedir. Son yıllarda ülkemizde devlet desteği ve pazar ihtiyacına paralel olarak yerli implant üretimlerinde artış görülmektedir.
Kullanılan implantın tipi, ne kadar süredir kullanıldığı ve Ar-Ge çalışmalarına verdiği destek implant başarısını etkilemektedir.Bazı özel implant markaları ar-ge hizmetine ayırdıkları yüksek bütçeler sayesinde hastaya ve hekime kolaylıklar sunan implantlar üretmektedir. Bu implantlar hızlı iyileşme süreleri sayesinde hastaya avantaj yaşatırken, üst yapıları eklemek için daha gelişmiş bağlantı şekilleriyle de diş hekimine kolaylık ve sağlamlık sunmaktadır.
Dental implantlar, daha önce kaybedilmiş dişlerin yerine başarıyla uygulanmaktadır.Enfeksiyona bağlı çekimi yapılan dişlerin yerine implant yerleştirilmesi enfeksiyonun büyüklüğüne göre 1-3 ay arasında değişmektedir. Enfeksiyona bağlı kemik defekti büyük ise o bölgeye kemik grefti uygulanır ve implant için hazır hale getirilir.
İmplant uygulamasından önce;
İmplant yapılması planlanan hastanın filmleri çekilir ve kemiğin kalitesi ve o bölgenin durumu incelenir.Bu aşamaya göre implantın hangi boy ve çapta uygulanacağına karar verilir.Bu sürede hastaya etkin bir ağız hijyeni eğitimi verilir.
Dental implantlar cerrahi operasyonla yapılmaktadır.Tek implant yerleştirilmesi kemiğin kalitesine ve uygulanan bölgeye göre 10-30 dakika arasında değişmektedir.Total dişsiz hastalarda operasyon süresine bağlı olarak işlem 2 basamakta yapılabilmektedir.
Cerrahi bir işlem olan implant operasyonundan önce hastaya lokal anestezi uygulanır. Bu yüzden cerrahi işlem sırasında hasta hiçbir şekilde acı veya ağrı hissetmez. İmplant yapılan hastalarda aynı gün anestezi etkisi dağıldıktan sonra hafif ağrılar olabilir.Ağrı eşiği düşük hastalarda bazen bu süreç uzayabilmektedir.
İmplantlar tek diş kaybı, birden fazla diş ve bütün dişlerin eksikliği (total dişsizlik) gibi durumlarda implant tedavisine başvurulur.
İmplant tedavisine engel olan sağlık durumları;
- Sigara tüketimi fazla olan hastalarda;
Sigara kullanımı, ağız içerisindeki dokularda oluşan bakteri plağına zemin hazırlayarak enfeksiyon riskini arttırması, karbonmonoksit ve toksit etkilerine bağlı olarak implantın kemikle bütünleşmesini olumsuz yönde etkilmesi,yara iyileşmesini geciktirme ve kanlanmayı azaltması gibi olumsuz etkileri vardır. Bu tip vakalarda dişhekimi onaylarsa implant işlemi öncesi ve sonrası sigara kullanımını azaltarak implant yapılabilmektedir.
Not: Sigara kullanan implant hastalarının tedaviden 15 gün önce ve tedavi olduktan sonra 1 ay kadar sigarayı bırakmaları özellikle önerilmektedir.
- Şeker hastalarında;
Kontrol altında olmayan diyabet hastalarında implant yapımı riskli olan gruplar arasındadır. Şeker hastalarında doku iyileşmesi yavaş olmakla birlikte enfeksiyon riski artmaktadır.
Kandaki şeker düzeyi kontrol altında olan hastalara implant yapılabilmektedir. Şeker hastalarında cerrahi operasyon alanı mümkün olduğunca küçük tutulur. İmplant tedavisi tamamlandıktan sonra şeker hastaları için ağız hijyenini sağlamak çok önemlidir. Diyabet hastaları periyodik diş hekimi kontrollerini aksatmamalıdır.
- Kalp rahatsızlığı olanlar;
Hastanın doktoru ile konsültasyon yapılarak uygun şartlar altında hekiminin onayı doğrultusunda implant işlemi uygulanmaktadır.
- Hiper tansiyonu olanlar;
Hipertansiyonlu hastalarda ağrı, stres gibi durumlarda aşırı tepki söz konusudur. uyaranlara karşı aşırı tepki verildiğinde diş tedavisi sırasında kan basıncı akut olarak yükselebilir ve konjestif kalp yetmezliği veya nadiren felç, kanama benzeri komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bu sebeple; hipertansiyonlu hastaların diş tedavisine başlamadan önce; kan basıncı ölçümleri yapılmalı ve şüphelenilen vakalarda doktor konsültasyona gidilmelidir.
- Kan Pıhtılaşma Bozuklukları;
Kan pıhtılaşma hastalığı olan hastalarda mutlaka doktoru ile konsültasyon yapılması gerekmektedir.
Hastanın iyileşme gücü;
İmplantolojide başarıyı etkileyen faktörlerin içinde en önemlisi hastanın iyileşme gücüdür. Genel sağlık durumu iyi olan hastaların iyileşme süreci daha kısa olmaktadır. Geriatrik (Yaşlı) hastalarda iyileşme biraz daha geç olabilmektedir.
18 yaşını doldurmuş olmak (kemik gelişiminin tamamlanması);
Ergenlik çağını bitirmemiş bireylerin kemik oluşumu tamamlanmış olur. Bu durumda implant yapmak sakıncalıdır. Bu yaşlarda diş kaybedilse bile yer tutucular kullanarak kemik yaşının oluşumu sonuna kadar boşluğun korunması sağlanmalıdır.
Alkol Ve Sigara Kullanımı;
- Sigara kullanımının ağız içerisinde dokularda uluşan bakteri plağına zemin hazırlayarak, enfeksiyon riskini arttırması
- Sigaranın karbonmonoksit ve toksit etkilerine bağlı olarak implantın kemikle bütünleşmesini olumsuz yönde etkiler.
- Yara iyileşmesini geciktirmek.
- Kanlanmayı azaltmak.
Not: Sigara kullanan implant hastalarının tedaviden 15 gün önce ve tedavi olduktan sonra 1 ay kadar sigarayı bırakmaları özellikle önerilmektedir.
Diyabet Hastalığı;
Kontrol altında olmayan diyabet hastalarında implant yapımı riskli olan gruplar arasındadır. Şeker hastalarında doku iyileşmesi yavaş olmakla birlikte enfeksiyon riski artmaktadır.
Kandaki şeker düzeyi kontrol altında olan hastalara implant yapılabilmektedir. Şeker hastalarında cerrahi operasyon alanı mümkün olduğunca küçük tutulur. İmplant tedavisi tamamlandıktan sonra şeker hastaları için ağız hijyenini sağlamak çok önemlidir. Diyabet hastaları periyodik diş hekimi kontrollerini aksatmamalıdır.
İmplantların Markası;
Kullanımı gün geçtikçe artan implantların üretiminde tahmin edebileceğiniz gibi rekabette yüksektir. Günümüzde bilinen implant markalarının sayısı 600’ civarındadır. Yine bu implant markaları üretimlerinde 100’e yakın farklı dizayn kullanmaktadır. Her geçen gün büyüyen implant sektöründe bu kadar marka ve farklı dizaynın olması kafa karıştırıcı olsa da hepsi aynı amaca hizmet ettiğinden birbirlerinden çok da fazla farkları yoktur.
İmplant markalarının operasyondaki başarı oranları %10 civarında olsa da bazı özel implant markaları ar-ge ayırdıkları yüksek bütçeler sayesinde hastaya ve hekime kolaylıklar sunan implantlar üretmektedir. Bu implantlar hızlı iyileşme süreleri sayesinde hastaya avantaj yaşatırken, üst yapıları eklemek için daha gelişmiş bağlantı şekilleriyle de diş hekimine kolaylık ve sağlamlık sunmaktadır.
Hipertansiyon ve Kalp hastalığı;
Kalp hastalığı olanlarda, doktoru ile konsültasyona gidilmeden implant uygulanmamalı.
hipertansiyonlu hastalarda ağrı, stres gibi durumlarda aşırı tepki söz konusudur. uyaranlara karşı aşırı tepki verildiğinde diş tedavisi sırasında kan basıncı akut olarak yükselebilir ve konjestif kalp yetmezliği veya nadiren felç, kanama benzeri komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bu sebeple; hipertansiyonlu hastaların diş tedavisine başlamadan önce; kan basıncı ölçümleri yapılmalı ve şüphelenilen vakalarda doktor konsültasyonuna gidilmelidir.
Kan Pıhtılaşma Bozuklukları;
Kan pıhtılaşma hastalığı olanlara implant yapılmaz.
İmplant Sonrası Bakımı;
İmplantolojinin başarılı olabilmesi için hastanın genel sağlık durumunun iyi olması ilk şarttır. Sağlık durumu ve kemik yapısı müsait olan hasta yeterli iyileşme potansiyeli potansiyelini taşımaktadır. Hastaya doğru teşhisin konulması ve implantın özenle seçilmesi hekim ve hasta açısında oldukça önemlidir. Başarıyla sonuçlanan implantolojiden sonra implantın temizlik ve bakımının doğru yapılması çok önemlidir. İmplant hastasının cerrahi işlemden sonra hekimin tavsiyelerine uyması yüksek önem taşımaktadır. Az da olsa yaşanan İmplant kayıplarında hasta hatalarının payıda yüksektir. 2 saat bir şey yememek, 24 saat sigara içmemek, sıcak ve sert gıdaları 24 saat tüketmemek v.b. gibi önemli tavsiyelere mutlaka uymak gerekmektedir.
İmplantın asıl başarısı ise uzun vadede ortaya çıkmaktadır. İmplantın başarısında söz edebilmek için, üzerine yük geldiği zaman vereceği tepki çok önemlidir. Bu da bize implantın üzerine sonradan yerleştirilen yapay diş (protez) yapımının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. İmplant üstü protezlerin planlamaları titizlikle yapılmalı, kemik içerisindeki titanyum implanta aşırı yük getirecek uygulamalardan kaçınılmalı ve protezin yüksekliği iyi ayarlanmalıdır.
İmplant yapımı doğrudan doğruya çene kemiği kalitesi ve miktarıyla ilgilidir. Bu yüzden implant kemik gelişimini tamamlamış olan hastalara yapılmaktadır. Kemik gelişiminin tamamlanması kızlarda 15-16 yaşından sonra iken erkekler de 17-18 yaşından sonra tamamlanmaktadır. İmplant tedavisinde kemik gelişimine bağlı alt yaş sınırı olan implant uygulamasının üst yaş olarak herhangi bir sınırı bulunmamakta çok ileri yaştaki hastalara dahi yapılabilmektedir.
Genel sağlık durumu iyi olan ve çene kemiğinde yeterli kemik bulunan ileri yaştaki hastalara implant tedavisi uygulamakta herhangi bir sakınca yoktur. Ancak bu yaşlarda veya daha önce ortaya çıkabilecek sistemik rahatsızlıklar bazen tedaviyi güçleştirebilmektedir.
İmplant Sonrası Şişlik;
İmplant operasyonu sonrası cerrahi işlem bölgesinde şişlik olması normaldir. Çene kemiğinde implant için açılan yuva bir miktar açılan dişeti implant bölgesinde az da olsa bir tramvaya neden olmaktadır. Diş hekimi bu bölgede az da olsa şişlik beklediğinden İmplant bölgesine buz kompresi yapılmasını ister.
Hasta elindeki buz torbalarını ağız dışından implant bölgesine tutulur 3-5 dakika tutulup 8-10 dakika dinlendirerek uygulanır. Uzun süre buz tutulması durumunda buz yanığı olabilirsiniz. Bu uygulama şişlik oluşmasını belli ölçüde azaltacaktır.
İmplantın çene kemğiyle bütünleşene kadar yemek yerken implant üzerine baskı uygulamamaya dikkat ediniz.
Ağrının devam etmesi, abse oluşması durumunda veya dudakta uyuşma hissetmeniz halinde zaman kaybetmeden dişhekimine başvurmanız gerekir.
Nasıl Beslenmeli;
İmplant ameliyatı sonrasında birkaç ay beslenmenize dikkat etmeniz gerekmektedir. Titanyum implantın çene kemiğine kaynama süreci olan bu dönemde, sıcak veya soğuk olmayan yumuşak gıdalarla beslenerek implantın stabilitesine zarar vermemiş oluruz. Bu konuda dişhekiminizin tavsiyeleri olsa da bilgilenmeniz açısından aşağıdaki örnekleri verebiliriz.
Oda ısısındaki yoğurt, peynir, çorbalar, meyve suları, yumuşak pişirilmiş yumurta, yumuşak et, süt, dondurma, muhallebi ve ekmeğin iç kısmı gibi yumuşak yiyeceklerle beslenebilirsiniz. Beslenmeniz eskiye göre az olacağından; taze sıkılmış meyve suları, kivi, elma, çilek, greyfurt, portakal gibi meyvelerden tüketerek doğal yoldan c vitamini katkısı yapabilirsiniz.
Sıcak ve Soğuk Gıda Tüketmemek;
İmplant tedavisinden sonra yapılması gerekenler yani dişhekimin yapacağı tavsiyelere uymak implantolojinin başarılı sonuçlanmasında büyük önem taşımaktadır. Başarılı bir implant ameliyatından sonra diş hekiminizin size söyleyeceği ilk şey sıcak ve çok soğuk gıdalar tüketmemek olacaktır. Uygulanan implant sayısına, implantın markasına ve cerrahi işlemin düzeyine göre 3-10 gün arası bu tavsiyeye uymak gerekmektedir.
Sert Gıdalar Tüketmemek;
Cerrahi operasyonla açılan dişeti operasyon sonrası dikilerek kapatılır. Dişeti düzelene kadar beklemesi gereken dikişlerin darbe almaması çok önemlidir. Diş hekimi tarafında dikişler alınana kadar sert gıdalar tüketmemek veya bu dikişli bölgeye baskı yapabilecek herhagi bir davranıştan uzak durmak gerekir. Bu süreçte yumuşak veya sıvı gıdalar tüketerek beslenmek gerekmektedir. Eğer tek tarafta implant yapılmışsa implant olmayan bölgeyi kullanmak daha akıllıca olacaktır.
İmplant ve Ağız Bakımı;
İmplant ameliyatından sonra ilk 48 saatlik dilimde ağız bakımı çok önemlidir. Ağız içinde basınç oluşturacak hareketlerden kaçınmak gerekir. İmplant sonrası 1 gün boyunca ağızınızı çalkalamak ve ya gargara yapmak önerilmez. Ağız içinde biriken tükürüğü mümkün olduğunca yumuşak dışarı atmak gerekir. Emerek yapılan tükürmede negatif yönde oluşan basınç çok zararlıdır. Yine ağız içinde basınç yapacak oflama veya üfleme benzeri hareketlerden kesinlikle sakınılmalıdır.
İlk günlerde ağız temizliği yaparkan fırçalama ve diş ipi kullanımında dikkatli olmak gerekir. Mümkün olduğunca yavaş hareketlerle uygulanmalıdır. Bunun yanı sıra implant alanlarını nemlendirilmiş pamuk bez veya gazlı bez yardımıyla temizleyebilirsiniz.
İlaç Kullanımı;
Cerrahi operasyondan sonra ilk birkaç günde duyulacak ağrı hekimler tarafından normal karşılanmaktadır. Ameliyat sonrası dişhekimi tarafından verilen ağrı kesiciler ve antibiyotikleri söylendiği gibi düzenli olarak kullanmanız gerekir. Ağrınız kalmasa dahi ağrı kesici ilaçlarınızı planlandığı gibi kullanmaya devam etmelisiniz. Çünkü ağrı kesiciler bilinen etkileri dışında şişlik indirici özellikleri sebebiyle bir süre daha kullanılabilir. Eğer hekim tarafından bir gargara verildiyse söylendiği şekilde ve zamanda yapılmalıdır. İlk günlerde gargara yapmak zararlı olabilir.
Cerrahi bir işlem olan İmplant operasyonu sırasında kesilerek açılan dişeti işlem sonrası dikilerek tekrar kapatılır. Burada oluşan yara çok kısa sürede iyileşmekle birlikte ilk 2 gün kan sulandırıcı ilaçlardan uzak durmak gerekir. dişhekimi tarafından verilen ağrı kesici yerine kanı sulandıran aspirin kullanımı önerilmemektedir. Aspirini kan sulandırıcı olarak kullanan hastalar hekimlerine danışmadan aspirini kesmemelidir.
Sigara ve Alkol Kullanımı;
İmplant operasyonu sonrasında sigara ve alkol kullanımı iyileşme sürelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Öncesindede kullanımı önerilmeyen bu iki zararlı maddenin implant üzerindeki bazı olumsuzlukları aşağıda sıralanmıştır.
- Sigara kullanımının ağız içerisinde dokularda uluşan bakteri plağına zemin hazırlayarak, enfeksiyon riskini arttırması
- Sigaranın karbonmonoksit ve toksit etkilerine bağlı olarak implantın kemikle bütünleşmesini olumsuz yönde etkiler.
- Yara iyileşmesini geciktirmek.
- Kanlanmayı azaltmak.
Not: Sigara kullanan implant hastalarının tedaviden 15 gün önce ve tedavi olduktan sonra 1 ay kadar sigarayı bırakmaları özellikle önerilmektedir.
Dünya üzerindeki başarı oranları %97 olan titanyum implantların insan vücudunda bilinen hiçbir yan etkisi ya da alerjik reaksiyonu yoktur. Kemik uyumu tam olan titanyum maddesi tıp alanında ilk olarak 1950’ li yıllarda ortopedi alanında kullanılmıştır. İlk denemeler maymunlar üzerinde iki kemiği birleştirmek için yapılmış ve yüksek oranda başarı sağlanmıştır. Bu başarıdan sonra çene kemiğinde uygulanması düşünülmüş ve mükemmel bir uyum gözlenmiştir. Günümüzdeki teknolojiyle yüzey özellikleri de oldukça gelişen implantlar çene kemiğiyle ayrılmaz yapılar haline gelmiştir.
Titanyum implantlar içinde bulunduğumuz yüzyılda altın çağını yaşamaktadır. Yüksek mühendislikle üretilen implantlar en mükemmel ve olgun dönemini yaşamaktayken diğer taraftan da önümüzdeki yıllarda implantın yerini alabilecek doğal diş üretmekle ilgili bilimsel çalışmalar devam etmektedir.
İmplantların Başarısız Olmasında Diş Hekimi;
İmplantların başarısız olmasın da yanlış uygulamalar sonucu diş hekimlerinin de payı olabilmektedir. Diş hekimleri bazen ticari kaygılarla gereğinden fazla implant planlaması yapabilmektedirler. Çoğu durumda 2 implantla çözülebilecek vakalarda 4 implantla çözüm üretmeye çalışmak yanlıştır. Gereğinden fazla uygulanan implant çene kemiğinde fazladan yük oluşturacak ve kemiğin direncini azaltacaktır. Fazladan yerleştirilen implantın yan etkileri de olacaktır.
İmplant operasyonu yapan diş hekiminin implant sayısını olabildiğince düşük tutarak en iyi sonucu almaya çalışması beklenir. Pahalı bir uygulama olan implant, sayı olarak ne kadar az tutulursa hasta içinde ekonomik anlamda da fayda sağlamaktadır. Tüm bu durumlar göz önünde tutularak gereğinden fazla yersiz implant önerilmemeli en az sayıyla güvenli bir planlama yapılmalıdır. Ticari kaygıyla yapılan fazla implant hastayı yormakla birlikte birçok sorunu da beraberinde getirecektir.
Hekim hatalarıyla ilgili bir diğer konuda hekimin implant seçimini yanlış yapmasıdır. İmplantlar çeşitli boy ve yapıda üretilirler. Formları da birbirinden farklı olan implantların seçimi son derece önemlidir. Diş hekimi çene kemiğini ve hastanın genel durumunu iyi muayene ederek doğru implantı seçmelidir.
İmplantların Başarısız Olmasında Markaların Etkisi;
Bir diğer konuda implantların markasıdır. Dünya çapında bilinen implant markalarının aslında birbirlerinden çok büyük farkları yoktur. Fakat lider implant markaları ar ge harcamalarına ayırdıkları paylar ve mühendislik seviyeleri ile fark yaratabilmektedir. Bu farklar implantların formalarında birleşme şekillerinde, yüzey özelliklerinde olmaktadır. Bu sayede diş hekimine ameliyat sırasında kolaylık sağlamakla birlikte çene kemiğiyle daha hızlı bütünleşerek hastaya da bekleme süresi bakımından fayda sağlamaktadır.
Yine ticari kaygılarla diş hekimleri tarafından marka seçimi konusunda yanlışlar yapılmaktadır. Bu yanlışlar genelde daha ucuza implant tedarik etmek isteyen diş hekimleri tarafından sahte veya kötü şartlarda üretilmiş markası olmayan malzemelerdir. İmplant uygulaması yapılırken hekimin kalitesi ve implantların markasına dikkat edilmektedir. Ülkemizdeki durum ise, yerli üretim başlasa da ağırlıklı olarak ithal edilen implantlar kullanılmaktadır. Ülkemize fazla sayıda ülkeden çeşitli marka ve yapılarda implant gelmektedir. Bu implantların içinde hatalı üretilen implantlarda bulunmaktadır. Üretimi hatalı olan bu implantlar dünya pazarında daha ucuza satılmakta ve bazı klinik ve hastaneler tarafından tercih edilebilmektedir. Bu ucuz implantları hızlıca elden çıkartmak için reklam yoluna başvurmakta ve insanların ilgilerini çekmeye çalışmaktadırlar. Size düşen dikkatli davranmak hangi marka implant takıldığını takip etmek, gittiğiniz klinik, hastane ve hekimi araştırmaktır. Aksi takdirde ucuza implant yaptırayım derken sağlığınızı tehlikeye sokabilirsiniz.
İmplantların Başarısız Olmasında Hastanın Payı;
Başarıyla sonuçlanan implantolojiden sonra implantın temizlik ve bakımının doğru yapılması çok önemlidir. İmplant hastasının cerrahi işlemden sonra hekimin tavsiyelerine uyması yüksek önem taşımaktadır. Az da olsa yaşanan İmplant kayıplarında hasta hatalarının payıda yüksektir. 2 saat bir şey yememek, 24 saat sigara içmemek, sıcak ve sert gıdaları 24 saat tüketmemek v.b. gibi önemli tavsiyelere mutlaka uymak gerekmektedir.
İmplantların ömürleri diğer konservatif diş tedavilerine kıyasla çok daha uzun ömürlüdür. Yapılan araştırmalara göre titanyumdan üretilen 30 yıl önce yapılan implantların bile yüksek oranda varlıklarını korudukları gözlenmektedir. İmplantların neden bu kadar uzun ömürlü olduklarını anlamak için titanyumun özelliklerine bakmak daha açıklayıcı olabilir.
Özellikleri:
- Titanyum insan vücudunda alerji yapmaz.
- Çelikten daha dayanıklı ve paslanmaz çeliğin özgül ağırlığından %75 daha hafif
- Titanyum kırılmaya ve bükülmeye karşı mekanik dayanıklılığı çok yüksektir.
- Titanyum çok kuvvetli bir paslanmazdır. Korozyona karşı paslanmaz çelikten daha dayanıklıdır.
- Titanyum çok yüksek derecede ısıya dayanıklıdır. Erime derecesi: 1650 °c
- Titanyum, birçok kuvvetli kimyasal’dan etkilenmez.